Çevrenin korunması, çöp ve diğer atık maddelerle ilgili neler yapılması konusunda da basın, internet ve TV’lere çok sayıda görevler düşmektedir. TV’lerde konu ile ilgili çok sayıda bilgilendirici ve uyarıcı kısa da olsa film türü yapımlar oldu. Yeterli düzeyde olmasa da faydaları görüldü. Yenilerinin yapılması beklenmektedir.
Ülkemizde en büyük sıkıntı geri dönüşüm objelerinin yetersizliğidir. O Kadar yetersiz ki batının neredeyse yarısı mesabesindedir. Almanya’da geri dönüşüm %86 iken, bizde %52’dir.Geri dönüşümle ilgili en büyük sıkıntı kapsamının sınırlı ve geri dönüşüm fiyatlarının düşük olmasıdır. Çok kişi ile geri dönüşümle ilgili paylaşımlarım oldu. Bana denilen” Kapsamı niçin genişletilsin ve fiyatlar artırılsın? Firmalar, geri dönüşen objelerini daha ucuza üretiyor veya ürettiriyor. Uğraşmaya değmiyor.”
Buna bir de misal vereyim: Kuva-yı Milliye İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yaparken atık kâğıt ve kitapları toplamıştım. Onları okula bıraktım. Yaz tatilinde geri dönüşüme gelenlere satmışlar. Bana anlatıldığına göre toplanan geri dönüşüm maddelerinin sadece beyazları alınmış, hem de 60 kuruştan 20 kuruşa düşürülerek. Daha sonraki zamanlarda hiç toplamadım. Çünkü toplama masrafları dahi karşılanmıyor.
Toplama, masrafı dahi karşılanmıyor. Bu yaklaşım ekonomik olarak doğru olsa da çevre için aşırı yanlışlıkları içerir. Bundan dolayıdır ki çevrede kâğıt, plastik, cam, ahşap, tekstil, metal…atıkları fazlaca bulunmaktadır.
Atıkların yerine üretilenler ucuz olsa da atıklar, çevre temizliği için toplanmalıdır. Hatta ücretsiz olsa da. Geri dönüşümün kapsamını ve fiyatını artırmak, zarara neden olmaz. Karşılık nasıl olsa alınıyor. Şöyle düşünelim; kolay hammadde, enerji tasarrufu, iş ve zaman kazancı, çok sayıda kişiye ekmek kapısı, kara, su, hava temizliği…kazanımlarına geri dönüşümün katkıları büyük olacaktır.
Ülkemizin ormanlarında her yıl çok sayıda yangın çıkmaktadır. Bir sonraki yılda da artışlara şahit olunmaktadır. Bu yangınların çıkış sebepleri, insanların doğaya karşı yapmış olduğu yanlışlardır. Bu yanlışlardan bir tanesi orman içleri ve arazilere bırakılan sırça, cam ve şişelerdir. Bunlar, güneşin sıcaklığıyla ışık salgılıyor ve yansıtıyor. Bu durum da yangınlara neden oluyor. Bana göre sırça, cam ve şişelerin kapsamı genişletilmeli ve geri dönüşüm fiyatları artırılmalıdır.
Çöp ve diğer atık maddeleri uygunsuz atanlar ve bu yolla çevreyi kirletenler cezalandırılmalıdır. Bu yaklaşım doğrudur. Fakat bu yaklaşım yetersizdir. Toplumlarda suç işleyenlerin %5’i ancak tespit edilebiliyor. Teknoloji ve insan halen vak’aların %95’ine ulaşmış değildir. Cezaların az da olsa faydalarını inkâr edemeyiz. İnsanları kontrol edebilecek kadrolar sayı bakımından yetersizdir. Kadroları artırmak ülkemizde zor görülmektedir. Orman girişleri ve piknik alanlarına hiç olmazsa kısa süreli de olsa kameralar yerleştirilmelidir. Bu uygulama ormanların telef derecesinde azalmasını, çöp, atık madde ve hafriyat dökümünü engelleyecektir. Yetişkin bir ağaç 40 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyorsa bu bile ormanlar için her çeşit çalışmaya değer.
Çok sayıda pınar, akarsu ve denizimiz eski özelliklerini kaybetmiştir. Artık çoğunu kullanamıyoruz ya da amacı dışında kullanıyoruz. Arazi rantları da denizlerimize aşırı zarar vermiştir ve halen vermektedir. Uzun yıllar körfez bölgesinde kaldığım için bu durumu çok iyi bilenlerdenim. Denizlerin doldurularak araziye çevrilmesi hem çok masraflı hem de dolumların uzun süreli olmayacağı aşikardır. Bunu ben ve çok sayıda kişi 17 Ağustos Depremi öncelerinde dikkat çekmiştik
Yukarıda anlatılar zor olsa da inanç ve vicdanların çevre korumasında etkileri büyük olmaktadır. Bu konuda en büyük görev D.İ.B.’na düşmektedir. Doğa ile ilgili yılda birkaç kez hutbe okunması büyük faydalar sağlayacaktır.
İnanç, vicdan, sevgi ve yararlarını öğrenmek doğayı korumayı en azından artıracaktır düşüncesindeyim.
Buluşmak dileği ile. Hoşça kalınız.