Devrek’in meşhur tatlarını bilmeyenimiz yoktur; soframızın dumanı tüten şifası dillere destan tarhana çorbası, , ovmaç çorbası, etli yaprak sarması, malay, beyaz baklavası, tarihi simiti, cevizli kömeç liste uzun. Bugün size Devrek’te konuk olarak soframıza katılan bir tattan bahsedeceğim. Benim bu tatla tanışmam oldukça yeni.
Mesut-Ezgi Kaya çiftinin işlettiği “Sevim Sultan” adlı küçük sofrada Kahvaltı, Testi Kebabı, Ciğer, Izgara Çeşitleri bulunmakta. Mesut Bey aşçılık bölümü mezunu olup kendi mesleğini icra ediyor. Neden “Sevim Sultan” ? Mesut Bey ananesinin adını yaşatmak için ananesinin ismini seçmiş. Sevim Sultan’da benim favorim beyran.
Beyran; tarihi çok eskilere uzanan, Gaziantep yöresine ait bir tat. Efsaneye göre; Sultan 3. Mustafa hastalandığında haber salınır ve padişahı iyi edene yüklü miktarda para ve arsa verileceği haberi duyurulur. Bunun üzerine birçok usta, birçok şifacı İstanbul yolarına düşer. Antepli bir usta yemek tarifleri aramaya başlar. Usta; beyran çorbasını çalışmaları ve denemeleri sonucu bulur ve İstanbul yolunu tutar. Böylelikle Sulatanı iyi eden beyran çorbası olur. Beyran çorbası bu olay neticesinde saray mutfağı çorbası ünvanını alır.
Beyranı yemeden önce ağır, yoğun bir tatla karşılaşmayı ummuştum. Ama içince hoş bir lezzet buldum. Sevim Sultan’da limon dilimleri, ezilmiş sarımsak, ekmek ve taze roka eşliğinde servis edilen çorba bu mevsimde ideal bir öğün menüsü. Umarım bir gün beyranı kendi toprağında içmekte nasip olur. Bu vesileyle “Sevim Sultan” a beyranla tanıştırdığı için teşekkür ederim.