Askerlik yapmak, devlete karşı erkeklerin temel görevlerinden bir tanesidir. Bu vatandaşlık görevi, zorunlu olmadan öte yapılmasına ihtiyacın aşırı olduğu temel bir görevdir. Görev yapılırken ülkenin her tarafından ve yurt dışından çok sayıda mükellef bir araya gelmektedir. Bu durum, farklı din, mezhep, kültür farkı bulunan insanları bir araya getirmektedir. Bir araya gelen insanlar; çok sayıda yaşadıkları hatırayı, duyduklarını, anlatılanları anlatmakta ve askerlik süresince yeni yeni hatıralar, bilgi ve tecrübeler kazanmaktadır. Bu kazanılanların çoğu ibret alınacak nitelikte ve sivil hayatta yol gösterici özellikler taşıdığı için geriden gelen nesiller başta çok sayıda insana anlatılmaktadır. Çok sayıda örneklerden bir tanesini şimdilik kısaca anlatacağım inşallah faydalı olur.
Askerliğimi 59.topçu tugayında kısa dönem eğitim çavuşu olarak yaptım. Çok sayıda paylaşımlara şahit oldum. Yeni yeni bilgiler edindim, bilgilerimi paylaştım. Çok sayıda nasihatler dinledim, kendim de nasihatte bulundum. Paylaşımım komutanlara da olmuştu. Profesyonel askerlik üzerinde çok durmuştum. Daha sonraları bu düşüncem uygulanmaya başladı. Uzman çavuş ve uzman erbaş olarak.
Çok konuşmanın yararından bahsedilmez de ben çok anlatanlardan birisiydim askerde. Konuşmalarımın genelde yapıcı olduğunu belirtmekte yarar vardır.
Komutanlarım beni tanıdıkları için aşırı görev verirlerdi. Ben de bu durumdan sevinirdim.
-demek ki görevlerimi en azından yapmaya çalışıyorum ifadelerinde bulunurdum. Bir gün için öyle mi olmuştu? Onu anlatayım.
Haftanın ilk gününde nöbetim vardı. Nöbet genel nöbetti. Erkekler bilirler, nöbetçi olan bölüğün her işinden sorumludur. Bunlar, zamanında uyandırmak, askerin erken kahvaltı yapmasına yardımcı olmak, kıyafetleri düzetmek, askerleri toplamak, yoklama almak ve kayıtlara geçirmek, tekmil vermek, çalışmaları ve eğitimi devam ettirmek, devir yapmak… tır.
Nöbet esnasında yapılması gerekenlerden ilk sıralarda olanıdır bölüğü içtimaa hazırlamak. Arkadaş havasında arkadaşları içtimaya çağırdım, benim onları kırmadığım gibi onlar da beni kırmadılar Hemen toplandılar. Bölüğe her birimiz kolay hâkim oluyorduk. Çünkü daha acemiler gelmemişti. Zorluk çıkmıyordu. Toplam 18 süreli asker vardı. Tamamına yakını kısa dönemdi. Bölüğü toplayıp kısa süreli ısınma hareketleri yaptırdım. Kısa süreli ısınma hareketleri öncesi ve sonrasında dikkatlice saydım. Her iki sayımda da sayı 18 idi. İkinci sayım sonrasında bir kenara çekilip matbu kâğıda yazı ve rakamla bölükle ilgili işlemleri yazdım. Bir arkadaş da bana yardımcı olmuştu. Askerleri sesli olarak uyararak içtimaya düzeltip tekmil pozisyonu almıştık. Bu arada bölük komutanımız geldi. Bana her zaman yardımcı olan üsteğmen komutanımıza tekmil verdim. Elimdeki içtima bilgilerini içeren kâğıdı aldı ve askerleri saydı. Sonra da kâğıdı incelemek için göz attı. Dedi ki “kâğıtta 18 yazılı, oysa içtimada 17 kişi var. Bu ne biçim iş? İlgilenmiyorsunuz. Daha sayımı doğru yapamıyorsun. Beklemezdim. Bu saçma sapan ilgi nedir?” gibi söylemlerde bulundu.
Söylediği belki de doğrudur diye içtimadaki bölüğü tekrar saydım. Komutanımızın dediği gibi gerçekten 17 asker vardı. Sayımda bana hiçbir şey demedi. Fakat yine söylenmeye başladı. ”senden bunu beklemezdim “diye başladı ve evrakı çizerek bu böyle olur diyerek azarladı. Ben ısrarla,
-Hayır, komutanım ben iki kez dikkatlice saydım, sayım, 18’di Hatta işaret ederek şu şekillerde saydım. Yanlış olması mümkün olmamalıydı. Gerçekten sayı 17.Herkes yanındakilere baktı. Komutanın dediği, sonra saydığım, komutanın saydığı doğruydu. Bir kayıp vardı. Fakat dışarılarda yoktu. Kimse de bir şey bilmiyordu. Ben ısrarla saydığım da mevcut 18’di.deyince komutanımıza baktım. Adeta mırıldanır ölçüde “belki de doğru söylüyor “ dedi. Arkasından da “içerilere falan bakın deyince” İçtimadan birkaç kişi hemen dershaneye daldılar. İçeri girer girmez.” Komutanım Mehmet onbaşımız burada diye seslendiler”
Mehmet onbaşı hastalanmış ve kendini içeri atmış.
Komutanımız ”Allah Allah “diyerek başını çevirdi ve elindeki evrakı bana verdi. Sonra da” hasta olunsa da görev yapılacaktır “şeklinde söylendi.
Daha sonraları komutanımızın o andaki son sözlerini değerlendirdim. Değerlendirmem, hasta olunsa da görev , güç ve kuvveti varsa yapılmalıdır.
Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız