Saddam Hüseyin el Tıkriti’nin Kuveyt’i işgal etmesi ile Kuveyt devleti ortadan kaldırılmıştı. Bunun en büyük anlamı, çok sayıda devletin çıkarlarına işgal engel olmuştu. Menfaatleri zedelenen ülkeler, işgali ortadan kaldırmak için çareler aradılar ve askeri müdahalede karar kıldılar. Bir kaç ülkenin uzun süreli bombalama eylemine şahit oldu dünya. Toplu ölümlere neden olan ve ısıya göre hareket eden bombanın kullanılması üzerine Saddam teslim olmuştu. Hatırlatayım bir sığınaktaki insanlardan 167 kadarı vefat etmişti bu bombalarla.
Saddam Kuveyt’ten ayrılırken 200 petrol kuyusunu ateşe vermişti. Aylarca süren söndürme çabaları olmuştu.
Körfez Savaşı, güçlü olma ve imkânları doğru kullanmanın önemini bir kez daha kanıtlamıştı.
———————————–
Birinci ve ikinci dünya savaşı sonralarında yeryüzünde çok sayıda yok oluş ve yeniden oluşumlara şahit oldu insanoğlu. İnsanlık, aşırı sıkıntılar yaşadı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında NATO üyesi ülkelerden ABD, Fransa ve İngiltere’nin isteği doğrultusunda Federal Almanya (Batı Almanya) ve Varşova Paktı büyük üyesi Rusya (SSCP)’nın isteği ile Demokratik Almanya Cumhuriyeti ( Doğu Almanya) 1949 tarihinde kurulmuştu. Çoğunluğu akraba olan iki devletin insanları birbirlerine gitmesinler diye Berlin Duvarı dahi inşa edilmişti. Ortaya çıkan durum iki ülkeyi de üzüyordu. Aslında Almanya savaşın tecellisi olarak üçe bölünmüştü. Avusturya da Almanya’dan ayrılmıştı.
Alman vatandaşları için bölünme iyiye gidiş değildi. Bu durumun rahatsızlıklara nedeni, rahatsızlıkları artırıyordu. Bunun en büyük sonucu olarak tek toplum ve iki devlet olarak görülen iki Almanya’nın birleşmesi ihtiyacı 1990’da somutlaştı. İki ülke birleşti ve yeni devletin adı Almanya oldu. Değişimle beraber yeniden kurulan Alman Devleti her akla gelen yenilikleri yapmaya başladı.
İki Almanya’nın birleşmesi ile içte ve dışa karşı her alanda büyük gelişme ve örnek davranışlar oluştu. Birlikten kuvvet ortaya çıktı.
Blokların yakınlaşması ve kaynaşmasına katkı sağlamıştır birleşim.
————————————————-
1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtları son 60 yılın en önemli olaylarından bir tanesidir.
Türkiye tarafından başlatılan harekâtı anlatmaktan öte, harekâtın sebep ve sonuçlarına bakmak gerekiyor.
Adada Rum kesiminin Yunan destekli provokasyonları harekatın en büyük nedenidir. Türk Halkına yapılan haksızlık ve zulümler 60-70 yıllarında zirveye ulaşmıştı.63 olayları bardağı taşırmıştı. EOKA, Rum desteği ile 400’ü aşkın Türk’ü katletmişti. Çoğu köyler boşaltılmıştı. Korku dolu anlar yaşanıyordu. Gerçeği söylemek gerekiyor, bu olaylar 63 yılında harekâtın yapılmasına nedendi. Fakat ülkemiz sağduyu ile olaylara yaklaşmış ve Rumların barışa yanaşmasını beklemişti. Gerçekleşmeyince ve olaylar artınca bir de Yunanistan ve Rumların birleşme planı(ENOSİS9 gündeme gelince harekât zorunlu hale gelmişti. Harekât, Başbakan Bülent Ecevit’in dediği gibi her iki tarafa da barış getirmeyi amaçlıyordu. Bu yaklaşım gerçekti. Herkes, iki harekâtın kısa oluşundan bunun farkında oldu.
Harekâtın yapıldığında yaşım 14’tü.Çok iyi hatırlıyorum. Savaşta tek destekçimiz Kaddafi olmuştu. Dış ülkelerden destek görmedik. Siyasi
çalkantıların aşırı olduğu, kardeşkanının döküldüğü onlu yılların içinde yapılan bu harekâtta toplum olarak birliğimizi, kenetlenmemizi, yekvücut olmamızı dost ve düşmana karşı gösterdik. Bu övünülecek durumumuz örnek alınacak cinstendi.
İleride bu yazı dizime devam edeceğim.
Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız.