İmam hatiplik mesleği, inançlarımız doğrultusunda devletimizin vatandaşlara hizmet amacıyla sağladığı bir meslektir. Bu meslek, dini bilgiler vermek, uygulamasını öğretmek, vatandaşlara örnek olmak, milli birlik ve beraberliği oluşturmak ve pekiştirmek, iyi iletişim, kötü yaptırım ve sözlerden insanları uzaklaştırmak… amaçlarını kapsar.
İmam hatiplik, Peygamber mesleğidir. Mesleğin icrası Allah’ın emri ve Peygamberimiz (S.A.V.)’in sünnetine uymayı amaçlar. Meslek, DİB. uhdesinde yapılır ve bu, kanunendir. Fakat bu mesleği başkanlığın dışında yetkisi olmayan çok sayıda kişi yapmaktadır. Bu durum, mesleği yapanları sorgular hale getirmektedir. Demek oluyor ki eksiklikler var. Bunları tamamlamaya matuf kanun dışı bu görevler yapılıyor. O halde mesleği yapanlar öz eleştiri yapmak zorundadır. Eksiklikler mi vardır? Nerelerde yanlışlık yapılıyor? Elbette çok sayıda eksiklikler ve yanlışlıklar vardır. Yazı dizimde bunları anlatıp naslar ışığında tavsiyelerim olacaktır.
Dini görevleri yapanlarda öncelikle Kur’an’ı doğru okuma özelliği aranmalıdır. Namazlar ve bunun dışında bazı ibadetler Kur’an’ın aslı ile yapılmaktadır. Kur’an’a ilaveten Peygamberimiz ’in namaz, dua, zikir, tövbe, istiğfar ile ilgili sözleri de doğru ezberlenmeli, okumalı ve okutturmalıdır. Yanlış okumalar, yapıdan dini etkinlikleri geçersiz kılar. Şunu da hatırlatayım. Allah, yanlış ve eksik yapılan dini etkinlikleri kabul de edebilir. Hatalarda ısrar edilmesi dini açıdan büyük kusur sayılır.
Kur’an, tecvit kurallarıyla okunur, bu okunuş kulağa hoş geldiği gibi anlaşılmasını da kolaylaştırır. Tecvide Kur’an’ı güzel okuma sanatı denir. Dine ilgiyi artırmanın en önemli yoludur tecvitle Kur’an okumak.
Kur’an, unutmamak ve güzel okumak için sürekli çalışmayı gerektiren bir ilim dalıdır. Tıpkı sanatçıların yaptığı gibi dinleyerek ve okuyarak onun okunuşunu zinde tutmak gerekir.
Dini inancımıza ilgi çekmek amacıyla neredeyse yarı imam görevlerini üstlenen müezzinlere çok büyük görevler düşmektedir. Bunlar, güzel ezan, Kur’an okumak, camii, mescit ve davet edilen mekânlarda bu okuyuşları tecvit ve beklentiler doğrultusunda icra etmek. Dini görevlerden olmasa da ilahi, na’t, gazel okuyabilmek. Bunun en büyük sebebi, çok sayıda insanın bu beklentilerle merasimlere gelmesidir. Bu bir realitedir.
Okunan güzel ezanlar sayesinde Mısır başta çok sayıda ülkede turistlerin İslam Dini ’ne girişlerini haber kaynaklarında okumuşuzdur. Yeri gelmişken şu sözü yazmak yerinde olacaktır.
“Kur’an Arabistan’da inmiş, Mısır ‘da okunmuş ve Türkiye’de yazılmıştır. “ Çoğu insan bilir, müezzinler aşırı taklit edilmektedir. Bu da onların temizlik, giyim-kuşam, insani ilişkiler, camii ve müştemilat temizliğine gereken titizliği göstermelerini zaruret haline getirmektedir.
İmam hatip ve müezzinlere düşen görevlerden bir tanesi, dini bilgiler vermektir. Günümüzde bilgiler verilirken ilmihal bilgilerinin yetersiz olması dikkat çekmektedir. Bana göre her anlatımda 2-3 ilmihal bilgisi verilmesi ihtiyaç olarak görülmektedir. İlmihal bilgileri
eksik olduğunda ibadetlerde eksiklikler olabileceği gibi adaletli yaklaşımla yazıyorum, ibadetler kabul de görmez. Yakında ramazan ayı başlayacak bu ayda ilmihal bilgilerine aşırı ihtiyaç vardır. Teravih namazlarının kılınışlarına dikkat çekmek isterim. Camilerde, evlerde ve yurtlarda kılınan çoğu teravih namazları aceleye getirilip kıraat ve tadil-i erkânı ihlal edilmektedir. Anlatılanlara bakıldığında bu yanlışlıkların genelde cemaatin isteği doğrultusunda gerçekleştiği dikkat çekmektedir. Namazın kılınışı Allah’ın istediği doğrultuda olmalıdır. Aksi günah kazandırır. Hızlı kıldıran imamlar için “ne güzel kıldırıyor” ifadesine uygun hareket yanlıştır. Orta yolu tercih etmek doğru olandır.
Devam edecek.
Buluşmak dileği ile…Hoşça kalınız.