Bir önceki yazımda Nisa Suresi 23.ayette geçen evlenilmesi yasak kişiler hakkında bilgiler veriyordum. Sütkardeşlerle ilgili evlilikler hakkında bilgiler vermeye devam ediyorum.
Süt kardeşlikle ilgili anlatımımda başka bir kadından süt emen erkeği baz alıyorum. Konu ile ilgili çok sayıda yorumlar olsa da Hanefi mezhebine göre süt emen erkek, sütanne, onun annesi, sütkız kardeşleri ve sütkız kardeş çocukları ile evlenemez. Hüküm olarak evlenilmesi haramdır.
Emekli eski diyanet işleri başkanlarından Ordinaryüs Prof. Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri adlı eserinde ayette geçen sütkardeşliğini şu şekilde açıklar: Sütkardeşlerinin evlenmesinin haramiyeti, Hz. Âdem’den bu yanadır. Yani insanlık tarihi boyunca yasaklanmıştır. Çocuk, iki yaşına kadar her ne şekilde farklı anneden süt alırsa sütannelik ve sütkardeşlik oluşur. Süt akrabalığı bir kere emmekle, çeşitli şekillerde bir yudum dahi olsa süt içmekle oluşur. Burundan mideye kaçsa bile süt akrabalık oluşur.
Süt emenin sütkardeşleri, süt emenin öz kardeşleri ile evlenebilir.
Aynı anneden süt emen erkeğin, sütanne, sütkız kardeş ve onların kız kardeşleri, nineleri, halaları, teyzeleri ile evlenmeleri haram diyenlere de teşekkür etmek gerekiyor. Ben de:
-evlenecek insan yok mu ki bu yakınlarla evleniliyor? Diyorum.
Doğurmakla oluşan kardeşlikle süt emme kardeşliği arasında fark yoktur. Evlilikler çok kötü işlerden olarak Kur’an’da ifade edilmektedir.
Peygamberimiz(S.A.V.),”Soy yoluyla akraba olanlar, süt emme yoluyla da akrabadır.(Müslim. Radâ-12”buyurmuşlardır.Nikâh
yapılırken sütkardeşlik durumunun sorulması elzem ve dini bir görev olarak kendini gösteriyor. En önemlisi de bu çağda böyle evlilik yakışıklık almıyor. Âdet, İslam öncesi cahiliye dönemine aittir.
Yeni nesillere düşen görev, sütkardeşliğe tevessül etmemeleridir.
Birkaç cümle yazmam doğru olacaktır. Yabancı anne sütünü emmeden almakla da sütanneliği ve kardeşliği oluşur. Bu durumda annelerden süt sağıp satmak ve satın almak doğru değildir.
Nisa suresi 23.ayette evliliği yasaklananlardan bir tanesi, kaynanalardır. Saygıdeğer okuyucularım! İfade ne kadar çirkin, değil mi? Olmuş ve olacak ki Allah, üzerinde durmuş, yasaklamış, haram kılmıştır. Müslüman ülkeyiz. Kaynanası ile kaçan insanlar biliyoruz. Hatta Gazeteci Müge Anlı’nın programında kaynanası ile kaçan damat S. Karısına, “biz birbirimizi seviyoruz. Senin veremediğin ilgiyi, mutluluğu, annen verdi.” diyor. Damat-kaynana ahlaka mugayyir fotoğraflar da çektirmişler.
Yapılan işin çirkinliğine bakalım. Kaçan kaynana eşini ve çocuklarını bırakıyor. Boşanma, iddet müddeti, evli kadınlarla evlenilmez yasağı, hiçbiri dikkate alınmamış.
Evlilikle kaynana-damat arasında annelik oluşmuştur. Her iki tarafta boşanma olsun ya da olmasın kaynana ile evlenmek ebediyen haramdır. Bu haramiyet hüküm olarak direkt Nisa Suresi 23.ayette geçer. Kesinlikle İslam âlimlerinin yorumuna dayanmaz. Yoruma dayansa dahi insanlık ölçütlerine bu evlilik uymaz. Onun içindir ki Kur’an’da geçmişte kalmış, çirkin, iğrenç ve cahiliye âdeti olarak zikredilir.
Klasik ifade ile yazıyorum. Evlenilecek insan kalmamış mı ki kaynana ile evleniliyor. Görünen o ki resmi ve gayrı resmi din görevlilerine çok iş düşüyor.
Devam edecek.
Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız.
(Çok sayıda kitabımdan bastırmak ve sponsor olmak isteyenler varsa beni arayabilirler)