CAN DOSTLAR
Bu yazımda başlık üzerine başlık attım. Bunun en büyük nedeni, konunun çok önemli ve hassas olmasıdır. Daha önce bir yazımda, bu yazımda anlatacağım konuyu benzer şekilde anlatmıştım. Benim gibi çok sayıda okuyucum ve okuyucum olmayan insanlarda en azından üzüntüye sebep olacak bir konu ortaya çıktı. Bu konu, can dostlar dediğimiz köpeklerle ilgili bir konudur.
Köpeklerle ilgili en son yaklaşımlar! Kısırlaştırma, uyutma (yani onları öldürme),toplama yerlerine (barınak) almadır. Yazdığım bu sözde yaklaşımlar beni ve çok sayıda hayvan severi üzdü. Ülkemiz dışından şu anda herhangi bir tepki duymadım ve okumadım. Bunların olacağına inanıyorum. Medya ile aktif şekilde ilgilenen bazı insanlarımız, can dostlarımıza yanlış tavır içerisindeler. Efendim neymiş! Sahipsiz köpekler 30 gün bekletilip sahibi çıkmadığında uyutulmalı. Engelli köpekler uyutulmalı. Kısırlaştırma yapılmalı.
Bütün bunlara karşılık olarak 25 Mayıs 2024 tarihinde Sözcü Gazetesi’nde bir tepki vardı. Hoşuma gitmesinden dolayı başlık şeklinde köşeme aldım. Canı veren Allah’tır. Canı ancak O alır.
Köşeme yazacağım çok sayıda bilgi var zihnimde. TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre yazıyorum. Ülkemizde 22.206.776 aile var. Oysa köpek sayısı 6.500.000’dir.Rakamlar gösteriyor ki 3.41 aileye bir köpek düşmektedir. Matematik kurallarına aykırı olmasın diye yuvarlak yazıyorum:3-4 aileye bir köpek düşmektedir. Tablo ortada iken mevcut köpekleri itlaf etmeye çalışmak, bunu çare olarak konuşmak doğru mudur? Bunun doğru olmadığını hayvan sever her insan bilmektedir.
3-4 aile bir köpeğe bakamıyorsa bunun vebalini köpeğe niçin yüklüyoruz? Demek oluyor ki köpekleri koruyamıyoruz, besleyemiyoruz. Suçu da onlara atıyoruz. Köpekler, günah keçisi olarak kabul ediliyor. Bunu hiçbir din, anlayış, kural, hayvan sevgisi kabul edemez.
Matematiksel bir sonuç daha yazayım. Ülkemizde 13 kişiye bir köpek düşüyor.13 kişi bir köpeğe bakamıyorsa, suç nerededir?
Can dostlara kötü muameleyi reva görenlere ithafen yazıyorum. Can dostlara karşı görevlerimizi yaptık mı? Yaptıksa ne kadarını yaptık?
Köpeklerin istisnai olarak yaptıkları zararlı davranışlara şahit oluyoruz. Can dostlar, kendilerine yapılan kötü muamelelere tepki gösteriyor ve karşı çıkabiliyorlar. Yapılan eziyetlere karşılık verdikleri oluyor. Köpekleri taşlamadan zevk alan insanları biliyoruz. Köpek kendini kurtarmak, kötü muameleden uzak kalmak için havlıyor, saldırgan davranış sergileyebiliyor. Uslu köpek, insanların kendisine saldırgan davranış nedeniyle saldırganlaşabiliyor. Fıtratında kendini ve sahibini koruma içgüdüsü olan köpek, yapılan yanlışlara elbette karşı koyacaktır. Aksi durum, onu fıtratından uzaklaştıracaktır.
Bazıları köpeklerin neredeyse yok edilmelerini isteyecek kadar ileri gittiler. Onların yok edilmeleri ile ortaya çıkacak çok kötü sonuçlar olacaktır. Köpeklerin itlafı ile yaban hayvanlarının aşırı artması, koruyuculuk görevlerinin yapılamaması gibi kötü sonuçlar insanları beklemektedir. Şu anda mevcut köpek sayısı bile yaban hayvanlarına karşı koyamamaktadır. Devrek için yazıyorum. Yerleşim yerlerine dahi yaban hayvanları inmektedir.
Elin ağzı büzme torba değildir, sözü meşhurdur. Yabancılar mutlaka “13 kişi bir köpeğe bakamıyorlar, bu nasıl hayvan sevgisidir?” diyeceklerdir düşüncesindeyim.
27.05.2024 tarihinde bir gazetede okudum. Kısa süre içinde köpeklerle ilgili kanuni düzenleneceğini söyleyen yetkili bir kişi, muhtemelen kuduz ve saldırgan köpekler hakkında uyutma (ölüm) kararı çıkacağını söylüyor. Kuduz ve saldırgan köpeklerin demir ve beton hücrelerde ölene kadar tecrit edilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Uğraşacak işlerden olmasın köpekler.
Devam edecek.
Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız.