Rükû, namazlarda eğilmektir. Bu, erkeklerde yaklaşık 90 derece, bayanlarda ise 110-120 derece eğilmedir. Bu eğilmede gözler secdeyi görme eylemindedir. Erkekler el ayasını diz kapaklarına, bayanlarda diz kapaklarının yukarısına koyarlar. Usulüne uygun yapılmayan rükû da namazı bozar. Çünkü ihlal edilen farzdır.
Secde, el, yüz, alın ve burnu yere koyarak kapanmaktır. Bu kapanma, dört parmak açık olan eller arasına yapılır. Bayanlarda ise kapanma dirseklerin yere paralel konulması ile olur.
Secdeye giderken ve secdede sağ ayak yerinden oynamamalıdır.
Kıyama kalkış, kıyamdan secdeye geçiş ve selam verişlerde imamdan önce hareket edilmektedir Bu yanlıştır. Namazı bozan hareketlerdendir. Boşuna namaz kılınmış olur.
Ka’de-i ahire, namazların son oturuşlarıdır. Bu oturuşlarda Tahiyyat, Salli, Barik,Rabbena duaları okunur arkasından önce sağa sonra da sola Esselamu aleyküm şeklinde selam verilir. Namazlardaki son oturuşlar, teşehhüd miktarı yani Tahiyyat duasını okuyacak kadar oturmaktır ki duayı okumak şarttır. Tahiyyat duasını okumak farz, Salli ve barik dualarını okumak vaciptir.(Hanefi Mezhebi ’ne göre)
Namaz kılıp da namazdan fayda görmediğini ve üstüne üstlük zarar gördüğünü söyleyen çok sayıda insana şahit olduk. Durum onu gösteriyor ki namazlar usulüne uygun kılınmamış, namaz şartları yerine getirilmemiş, haramlar yenilerek-içilerek, giyilerek, kul hakkı, devlet hakkı… ihlal edilerek namazlar kılınmıştır. Namazları kıldıran ve kılanlar olarak öz eleştiri yapmak mecburiyetindeyiz. Kurallara ne kadar uyduk? Maalesef Allah’ı kandırıyor gibi namaz kılınıyor ve kıldırılıyor. Yakışıklık almıyor. Durumun farkına varıp da uyarı
yapanlar hoş karşılanmıyor. Allah’ın namaza, hele hele kuralsız namaza hiç ihtiyacı yoktur.
Allah Teâlâ bir ayette dikkat çekiyor.
“Sana vahyedilen kitaptan(Kur’an) oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve inkardan (kötülükten) alıkoyar. Şüphesiz ki Allah’ı anmak en büyük ibadettir. Ve Allah, yaptıklarınızı bilir.”
Ankebut Suresi,45.ayet.
Hadis-i şerifte anlatıldığı üzere kılınan namaz, iyiliğe yönlendirmiyor, kötülükten alıkoymuyorsa o namaz Allah’tan uzaklaştırıyor demektir. Ayrıca şeytanın hilelerinin namazda nüksettiğini düşünmek lazımdır. Öyle oluyor ki namaz kılanlarda olmaması gereken yanlış davranış ve sözler olabiliyor. Konu ile ilgili her din görevlisine görev düşmektedir. Bunlar ister resmi, ister gayr-i resmi olsun durum böyledir.
Yazmak istemiyorum ama dini yaşam diye yutturulan yaşam, faydadan ziyade zarar getirir. Daha önceki yazılarımda dikkat çekmiştim zarar, devlet başta her değeri olumsuz etkiler. Aşağıda bir konuya değineceğim.
Yazdığım 16 yazımda az-çok devlete karşı görevlerimizi, devlet malını kötüye kullanmanın zararlarını anlatmaya çalıştım. Bunun çok sayıda nedenlerinden bazıları,
Devlet malının yeterli korunmaması, kötüye kullanılması, haksız yere yenilmesi, hak edilmeden elde edilen imkânların devlet aleyhine kullanılması, temel görevlerin dahi yapılmasından kaçınılması ve bütün bunların ve ifade edemediklerimin gündeme getirilmesini din görevlilerinin anlatması gerektiği… dir.
İnsanlık tarihi sürecinde en büyük mücadele devleti kurmak, korumak, devamını sağlamak için yapılmıştır. Bu böyle olacaktır da. Anlamayan ve anlamak istemeyenler için yazdım.
Devam edecek.
Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız