Bayrak kanununda der ki;

“ Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu Kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır.”

İnternetten alındı.

Bayrak sevgisi, bütün toplumlarda içten gelen bir sevgi olarak kendini göstermiştir. Bu sevgi, genel itibarıyla başkalarının bayrak sevgisine de saygının gerekli oluşunu ortaya koymuştur. Çünkü verilen değer, beklenilen değerdir. Bu konuda, Kurtuluş Savaşı sonrasında Ülkemizin Banisi M. K.Atatürk’ün yere serilmiş Yunan Bayrağı’nı kaldırtması takdire şayan örnektir.

Bayrağa saygı, milletlerin tüm kutsal değerlerine saygıyı simgeler. Bunlar, şehitler, yaşayan insanlar, vatanın bütünlüğü, kültürel değerler… olarak zikredilir. Bayrağın simgelediği değerler ortadan kaldırıldığında, toplumlar yok olmaya mahkûmdur. Bu durumda bayrak da kendiliğinden ortadan kalkmış demektir ki bu, telafisi çok zor acı sondur. Bunun için büyükler “Allah muhafaza” ifadesini çok kullanmışlardır.

İnsanlar kendi değerlerine saygı gösterilmesini isterler. Bu, insanın fıtratında olan özellik ve haktır. Çoğu insan, kendi değerlerine saygı gösterilmesini ister. Bazıları için de bu istek, doğru istek değildir. İnsanın fıtratında vardır sevgi ve saygı. Bunun devamı karşılıklıdır.

Bayrak sevgisi, ülkemiz insanında onun doğuşundan gelmektedir. Okullarda gözler önüne, her zaman bayrağımızın doğuşunun

resimlenmesinin görülebilecek yerlere asılması dikkat çekmektedir. Resim bir savaş sonrasını simgelemektedir. Savaş veya savaşın bir bölümü sona ermiş, alan kan gölüne dönmüş, kan gölü üzerine yıldızların ve ayın hilal şekli düşmüş, görüntünün bir bölümü alınıp bayrağımıza şekil vermiştir. Hilalin dinimizde önemli yeri olması nedeniyle ilk şekli bayrağa alınmıştır. Bilindiği üzere hilalin ilk şekli ile görülmesiyle dini günler ve aylar başlar. Tek hilalin olması, dinimizde tek İlah inancındandır.

İnsanımızın bayrağına sevgi ve saygısını çok iyi biliriz. Bu saygı ve sevgiyi başkalarının bayraklarına da gösterir insanımız.

Bundan birkaç gün öncesinde haber bültenlerinde, internet sayfalarında ve bazı gazetelerde Filistin Bayrağı’nı merdivenlere işleyenler ve bu duruma karşı çıkanların haberlerini izledik. Görselleri gördük. Anlaşılan o ki Filistin Bayrağı’nı işleyenler, bunu sevgiden dolayı yapmışlar. Tahminim o ki merhametten dolayı da bayrak işlenmiştir. Herkes biliyor,75 yılı aşkın zamandır Filistinliler zulüm görüyor. Bir devlet, millet ve sayısız değerler ortadan kaldırılıyor. Devlet, devlet olma vasfını yitirmiştir. Bunu bilen bir ya da birkaç kişi dünyanın dikkatini çekmek için Filistin Bayrağını merdivenlere işlemiştir. Bayrak için bu doğru olmayan bir davranıştır. Bu aşırı davranış, aşırı sevgi ve ilginin sonucudur.

Bazı gazeteler, haklı olarak böyle davranışın doğru olmadığını yazdılar, bazı kanallar üzerinde durdular. Gelen tepkilerden kısa süre sonra Filistin Bayrağı görseli silindi. Ülkemiz insanında kendi bayrağı ve başkalarının bayraklarına sevgi ve saygı aşırı yaptırımlara sebep olabiliyor. Bayrağımızı vücuduna dövme yaptıran, kap kacaklara işleten, keseceği hayvanına boya ile yaptıran, bayrağı giyeceklere işleten, doğum günü pastalarının üzerine işleten, saçını bayrak şekli ile tıraş ettiren… çok sayıda insanı biliriz. Bütün bunlar aşırı sevginin

sonucu olarak değerlendirilmelidir. Bu güne kadar böyle de yapılmıştır. İnsanın fıtratında vardır, sevgide aşırıya kaçmak. Bu aşırılık, saygısızlık değil, aşırı sevgidir.

Benim devamlı söylediğim şudur: İtidal, her zaman iyidir.

Bayrak başta çok sayıda değerin kanunla korunmasından, içten korunması çok daha önemlidir görüşünde olanlardanım. Bu şuurun verilmesi her zamanın ihtiyacıdır.

Buluşmak dileği ile… Hoşça kalınız.