Tarihi kaynaklara baktığımızda insanlığın başlangıcının Ortadoğu’da olduğu gerçeğiyle baş başa kalmaktayız. Hz. Âdem ve Hz. Havva cennetten buraya atılmışlar ve insanlık burada başlatılmıştır. Ayrıca belirtmekte yarar vardır. Büyüklü küçüklü ilahi dinler bu bölgede başlangıç yapmıştır. Buna paralel olarak batıl dinler de büyük oranda bu bölgede gelişme göstermişlerdir. Peygamberler dâhil çok sayıda insan bölgede sıkıntılar yaşamış ve kaosla yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Görülen o ki durum, bu şekilde sürecektir. Burada bu cümleyi yazmamın sebebi, kâhinlikle yaklaşım değildir. Tarihi tecrübe ve bilgiler bunun en büyük nedenidir. Ayrıca bölgenin sunduğu imkânlar, iştah kabartmış ve kaosa neden olmuştur, olacaktır da. Bölgede yaşayanlara din turizmi dahi yeterli olmaktadır.

Kudüs, ilahi dinlerde anlatılan önemli dini merkezlerdendir. Kutsiyeti Haçlı Seferleri’nin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Müslümanlar Kur’an’da İsra Suresi’nde geçtiği için Kudüs’ün kendilerine ait olduğuna inanmışlar ve fethetmek için çok büyük mücadeleler vermişlerdir. Yahudiler, Arz-ı Mev’ud’un merkezi olarak kabul ettikleri Kudüs’ü almak için çok büyük mücadeleler vermişlerdir. Hristiyanlar da kutsal mekânlarını merkezi olarak kabul ettikleri için Kudüs’ü almak amacı ile Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir.

Yahudiler,2.Dünya Savaşı başta çok sayıda savaşlarda ağır kayıplar vermişler. Hitler, Yahudileri ortadan kaldırmak için soykırım yapmıştır. Soykırımdan kurtulan az sayıda Yahudi, büyük devletlerin desteği ile 1948 yılında İsrail’i kurmuştur. Daha doğrusu İsrail Devleti kurdurulmuştur.

İsrail Devleti kurulurken ve kurulduktan sonra Arap ülkeleri çok ağır bedeller ödemişlerdir. Yapılan savaşlarda İsrail’in çok büyük başarıları

dikkat çekmiştir. Bunun yanında devede kulak mesabesinde Arapların başarısından da bahsedebiliriz.

İsrail-Arap savaşlarında teknolojinin üstünlüğüne bariz şekilde şahit olduk, olacağız da.

İsrail Devleti, gelişmiş ülkelerin tekniğini kullanarak hatırı sayılır başarılar elde edebiliyor. Hakkını yemek doğru değildir. İşgal, düşmanı etkisizleştirme gibi konularda ve askeri-sivil başarılarda 75 yılı aşkın zamandır adından bahsettiriyor. Her olumsuzluğa tedbir düşünmüş ya da düşündürülmüştür.

Devletimizin Banisi M.K. Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmak istiyorum. O, ”istikbal göklerdedir” demek suretiyle göklere hâkimiyetin önemini vurgulamıştır. İsrail, neredeyse onlarca ülkeye kafa tutuyor. Çok sayıda bunu destekleyici sözlerini ve uygulamalarını işitiyoruz, izliyoruz, izlettiriliyor. Beyrut’u bombalamaya başladığı günlerin başında İsrailli askeri yetkililer “şu anda havada düzinelerce uçağımız görev yapıyor.” demecini vermişlerdi. Daha sonraları “havada 100 uçağımız var, görev yapıyor “ifadelerini kullanmışlardı. Ya düşmanları!

İsrail-Arap Savaşları’nda, Arapların uçak kullandığını hiç duymadım. İsrail uçakları istediği yeri bombalayıp yerle bir ediyor ve dönüyor. Neticede çok sayıda insan ölüyor ve aşırı ekonomik kayıplar yaşanıyor. Bu kayıplar, çok sayıda yeni laflar ortaya çıkarıyor. Bunlardan en büyüğü! Kınama, lanetleme… ile ilgili. Son İsrail saldırı başlangıcından bu yana bir yılı aşkın zaman geçti. Bu zaman zarfında İsrail uçağı düşmedi, düşürülmedi, helikopterle saldırı da düzenlenmedi. Aynı zaman içerisinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nda uçak ve helikopter düşürüldü.

Hava hâkimiyeti, tüm ülkeler için yazıyorum, en büyük sivil-askeri zorunluluktur. İş bitirici uçaklarla bunun sağlanacağını yazmam

mucizevi durum değildir. Kınama, laf yapma, başkalarının başarılarını anlatma, onlara gıpta veya haset etmekle ülkeler korunmaz. Korunma, en azından onlar ne yapmışsa yaptıklarını veya yaptıklarından fazlasını yapmakla olur.

Devam edecek.

Buluşmak dileği ile…Hoşça kalınız.