Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) otuz üç yıl önce kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Vakfın gönüllü sayısı 1milyon 200 bine ulaşmıştır. 2008 yılında vakfın 15 yılını anlatan “Anadolu’da İz Sürmek” adlı kitap yayınlanmıştır. Tema; Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekreterliği tarafından 2012 yılında; Land for Life Ödülüne (Yaşam İçin Toprak) layık görülmüştür.

TEMA; bugün 81 ilde temsilciliği bulunan bir vakıftır. Yürüttüğü projeler, eğitimler, düzenlenen etkinliklerle çevre bilinci oluşturmayı amaçlamaktadır. Vakfın kurucuları; Hayrettin KARACA ve Nihat GÖKYİĞİT’in en çok üzerinde durdukları konu ise tüketim alışkanlıklarıdır. Bu hususda hepimize düşen sorumlulukların olduğunu her fırsatta hatırlatmışlardır. Sorumluluklarımıza dair şu fikirleriyle de hayatımıza anlam yüklediler: “Tüketerek değil, paylaşarak.”, “ Olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu var bu dünyada.”, “ Okumak ibadettir.”, “ İhtiyacımızdan fazla tüketmeyeceğiz.” Gönül ehli Hayrettin Karaca’nın bir başka inci sözü ise “İnanç her şeyi halleder. İnanırsak dünyayı kurtarmaya gücümüz yeter.” şeklindedir.

İlimizde Tema Temsilciliğini bu yıl Yusuf İkram TUNA yürütmektedir. Zonguldak İl Temsilcisi olarak tema gönüllüleriyle bir araya gelerek etkinlikler yapmak ve ekolojik okur yazar bireylerin yetişmesi için gönüllü öğretmenlerle çalışmalar yapmak, çevre meseleleri konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek gündemlerinde.

Zonguldak Tema İl Temsilcisi Yusuf İkram Tuna, 26 Ekim günü, sabah saatlerinde Tema gönüllülerinin katılımıyla bir etkinlik düzenledi. Kozlu’da düzenlenen bu etkinlikte Beste KÖKSAL’ın önderliğinde, deniz kenarında yoga yapıldı. Bu etkinlikte TEMA gönüllüsü olarak yer almak benim içinde güzel bir deneyim oldu. Günün erken saatlerinde deniz kokusu, üstümüzde dans eden martılar, bir ara bize eşlik eden bir kedi, yogayla biz sakince doğayı hissetmeye çalışırken şehrin hareketlenmesi, ekim güneşinin yaz güneşini aratmayacak kadar bizleri ısıtması eşsizdi. Deniz, liman ve kumsallarımız bizler için değerli. Onlar kadar bu alanlarda yaşayan diğer canlılar da önemli. Bu yüzden sadece bizim için değil, ekosistemi de düşünerek hareket etmeliyiz. Çünkü soluduğumuz havada; buralarda yaşayan balık, kuş, bitki hepsinin hakkı var. Bu açıdan bakıldığında tek bir çıkış yolu var: onların yaşam alanını da tehdit etmeden birlikte yaşamak. Tüm canlılara saygı göstererek, sorumlulukla hareket ederek hayatımızı sürdürmeliyiz.