Ankara’da Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş ve arkadaşı Selman Bozkurt, 30 Aralık’ta, Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi’nde motosikletli şüphelinin silahlı saldırısına uğradı. Başından vurulan Sinan Ateş hayatını kaybederken, Bozkurt ise omzundan vurularak yaralandı. Cinayetle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında 18 şüpheli gözaltına alındı.

Daha önce adliyeye sevk edilen 7 şüpheliden 6’sı ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanırken, 1’i adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Dün emniyette ifade işlemleri tamamlandıktan sonra sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece haklarında tutuklama talep edilen 4 şüpheli hakkında karar çıktı. 4 zanlının tutuklanmasına karar verildi. 4 tutukludan 2’sinin özel harekat polisi olduğu belirtildi.

Özel harekât polisleri Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey’in, hakkında başka suçlardan da arama kararı bulunan firari tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan bir transporter araçla Ankara’ya getirdiklerinin tespit edilmesi üzerine sorgulanıp tutuklandıkları anlaşıldı. Suikastçileri Ankara’ya götüren aracın 28 Aralık günü polislerden esmer olanı tarafından tekrar İstanbul’a götürülüp alındığı otoparka teslim edildiği belirlendi. 

Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi olduğu öne sürülen, soruşturmanın 1 numaralı ismi Doğukan Çep’in İstanbul Beykoz İshaklı Köyünde bulunan bir otelde olduğu belirlendi. İstanbul ve Ankara polislerinin ortaklaşa yaptığı çalışma sonucunda otele baskın düzenlendi. Polislerin geldiğini fark eden Doğukan Çep otelin arka kısmında bulunan ormanlık alana kaçmak istedi. Bu sırada polis ekiplerinin havaya uyarı ateşi etmesinin ardından Doğukan Ç. yakalandı. Yapılan aramada 2 silah ele geçirilirken, gözaltına alınan Doğukan Çep’in Ankara’ya götürüldü.

Cinayet soruşturması kapsamında gözaltına alınıp ardından tutuklanan isimlerden biri de MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk olmuştu. Köktürk’ün ifadesi ortaya çıktı. Suikastın azmettiricisi şüphesiyle yakalanan Doğukan Çep ile 2013 yılında Maltepe Cezaevinde aynı koğuşta tanıştıklarını ifade eden Köktürk, 28 Aralık gecesi saat 23.00’de Facetime üzerinden aradığını belirterek şunları söyledi:

“‘Bana acil iki günlüğüne para lazım’ dedi. Paranın ne için lazım olduğunu söylemedi. ‘Zor durumdayım’ dedi, ‘bana 4 bin TL para gönderebilir misin’ dedi. Ben de kendisine üzerimde nakit para olmadığını, eşimin banka hesabı üzerinden işlemlerini yaptığımı, eşimin hesabında da para olmadığını söyledim. ‘Bir yerden bulamaz mısın’ dedi. Ben de yanımdaki Mehmet Ali’ye sordum. O da hesabında para olduğunu verebileceğini söyledi.”

“Doğukan’a IBAN atmasını söyledim bana IBAN attı. Arkadaşımdan aldığımı parayı kartsız işlem olarak havale edemediğim için eşimin kartını kullanmak suretiyle bana gönderilen IBAN’a parayı gönderdim. Aramızda zaman zaman para alışverişi olduğu için IBAN’ın kime ait olduğunu sorgulamadım ve parayı gönderdim.”

Gözaltına alındığı sırada evinde bulunan silahı nereden aldığı sorulan Köktürk, “Yaklaşık 6 ay kadar önce Fatih’te tanımadığım Suriye uyruklu bir şahıstan 25 bin TL’ye satın aldım” ifadelerini kullandı. Ufuk Köktürk, cinayetle ilgili olan bağlantısına dair iddiaları reddetti.